Bizim de bu maceramız böylece sona ermiş oldu. Hedefimize
ulaşamadık, Ayvalık veya Foça’ya varamadık. Ama hava şartları bize engel
oldu. Denizin planlara her zaman uymadığını, kendisinin ayrı bir gündemi
olduğunu ve sonuçta genelde O’nun dediğinin olduğunu bir kere daha
gördük. Kendimizi ve teknemizi fazla zorlamadık, daha çok az
tanıyorduk. Zorlamanın çok daha vahim sonuçları olabilirdi. Tekneye
zarar verebilirdik, daha kötüsü birimize birşey olabilirdi. En önemlisi
Ayhan teknesini tanıdı, bizim tekneye olan güvenimizi görünce o da önceleri
teknenin kozmetik durumundan dolayı oluşan moral bozukluğunu attı ve teknesine
güvenmeye başladı. Bizim gibi halihazırda teknesi olani hem de farklı tip
tekneleri olan iki tiple tekneyi tanımaya başlaması da bizim naçizane
tecrübelerimiz ve görüşlerimiz doğrultusunda teknesinin artılarını eksilerini
ve yapılacak işleri daha da net tespit etme olanağı buldu. Bizim için de
güzel bir tecrübe oldu. Tek ve en byük hatamız tekneyi hiç tanımadan, alelacele
yola çımamız oldu. Doğru dürüst yelken açmadan, demir atıp toplamadan,
motorunu test etmeden yola çıktık. Yapılacak iş değil, ben kendime
"ulan Umut, senin gibi dırdır ve evhamlı adam bunu nasıl yapar?” diye
sordum durdum, ta ki Üçağız-Göçek arası motorun ve otopiloyun kendini ispat
etmesine ve Simi kanalında yelkenin ve armanın kendin ispat etmesine
kadar. Bu acele çıkış tekneyi doğru dürüst toparlayamamamıza,
temizleyememize ve dolayısı ile konforumuzun yerinde olmamasına yol açtı.
Tekne iç mekandaki ciddi miktardaki ıvır zıvır ile bir kalabalık içindeydi, bu
da insanın gözünün ve sonuçta kendisinin yorulmasına yol açıyor. Bunda
Ayhan’ın herhangi bir suçu yoktu tabii ki, ona da söyledim, “Tekne bu halde
satılır, ama bu halde teslim edilmez”. Bizim yapmamız gereken çok
basitti. Finike’de bir tam gün kalıp tekneyi iyice toparlayıp, kısa bir
motor ve yelken seyri yapıp, otopilotu ve demir/ırgat sistemini kontrol edip
öyle çıkmaktı. Bu bize başta yarın gün kaybettirecekti, bunu da doğrudan
Finike-Göçek ayağını yaparak telafi edebilirdik bile. Ama bu acele çıkış
sebebiyle yapmadığımız işler ve teknenin kozmetik durumunu düzeltmemiş olmamız,
hava koşullarının yanı sıra tekneyi Bodrum’da bırakmak zorunda kalmamıza yol
açan sebeplerden biriydi belki de, zira teknede özellikle de 3 adamın olduğu
teknede konfor önemli. Dokunduğunuz yerin temiz, baktığınız yerin düzenli
olmaması moral motivasyonunuzu oldukça etkiliyor. Bu da önünüzdeki
yoldaki zorluklara karşı daha az dirençli olmanıza yol açıyor.
Neyse, bizi güvenli şekilde Bodrum’a ulaştıran güzel gayık OREA’ya teşekkür etmek lazım. Yine 18 HP Yanmar’a ve Memiş'e (Raymarin 1000) teşekkürü eksik etmemek lazım. En büyük teşekkür de Ayhan’a, tekne alarak aramıza katıldığı, bize bu olanağı sunduğu ve teknesini bize teslim ettiği için.
Sevgiler
Neyse, bizi güvenli şekilde Bodrum’a ulaştıran güzel gayık OREA’ya teşekkür etmek lazım. Yine 18 HP Yanmar’a ve Memiş'e (Raymarin 1000) teşekkürü eksik etmemek lazım. En büyük teşekkür de Ayhan’a, tekne alarak aramıza katıldığı, bize bu olanağı sunduğu ve teknesini bize teslim ettiği için.
Sevgiler
1 yorum:
İzmir Avukat
Yorum Gönder